Müslümanların kutsal günü Cuma namazı için toplanmak üzere İsrail’in işgal ettiği Doğu Kudüs’ün El-Esbat Kapısı Cuma namazı bekleyenlerle doluydu. Ancak, İsrail polisi başta buraya insanların giremeyeceği yönünde uyarıda bulundu. Bunun üzerine cemaat camiye yönlendirildi ve cemaat kışkırtıldı. Öfke dolu bir kalabalık oluştu ve polis ile cemaat arasında çatışma başladı.
Çatışmaların ardından İsrail polisi cami çevresinde barikatlar oluşturdu ve tüm cemaatin camiden ayrılmasını istedi. Bunun üzerine esnaf ve insanlar camide kalmakta ısrar ederken, polis müdahale etti. Yaşanan arbede sonucunda onlarca Müslüman yaralandı ve cami kan gölüne döndü. Görüntüler dünyaya yayıldı ve dehşet vericiydi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yaşanan olayların ardından yaptığı açıklamada, bu tür olaylara izin vermeyeceklerini ve gereken her türlü önlemi alacaklarını belirtti. Ancak, Filistinliler bu tür uygulamalardan dolayı sürekli olarak mağdur duruma düşmektedir. Netanyahu’nun verdiği açıklamalar ve alınacak önlemler, bölgede gerilimi artırmaktan başka bir işe yaramayabilir.
Filistinliler ve Müslümanlar, İsrail’in bu tür provoke edici adımlarına karşı birlik olmalı ve barışçıl bir şekilde tepkilerini ortaya koymalıdır. Her iki taraf da şiddetten kaçınmalı ve diyalog yoluyla sorunları çözme yolunu tercih etmelidir. İsrail yönetimi de Filistinlilere daha insani ve adil davranmalı, onların kutsal mekanlara saygı göstermelidir.
Sonuç olarak, yaşanan olaylar neticesinde birçok insanın zarar görmesi ve yaralanması kabul edilemez bir durumdur. İsrail ve Filistin arasında barışçıl bir çözüm bulunmalı ve taraflar karşılıklı hoşgörü ile sorunları aşmalıdır. Aksi takdirde, yaşanan olaylar artarak devam edebilir ve bölgede daha büyük sorunlara yol açabilir. Her iki taraf da akılcı ve yapıcı adımlar atmaya özen göstermelidir.